İŞTAHSIZ (!) ÇOCUK YÖNETİMİ - 1
Merhaba, size bir komşumdan
bahsedeyim… Komşumun adı ısrarcı teyze olsun ..Israrcı teyzeyi çok seviyorum sürekli
görüşür beraber vakit geçiririz ama komşumun bazı garip huyları var. Adı
üstünde ısrarcı işte… Benden yaşça çok büyük deneyimleri benden çok daha fazla
bu konuda hiç itirazım yok ama ısrarlarına bazen boyun eğiyor bazen de
umursamıyorum… Fakat galiba bu ısrarları
beni olumsuz etkilemeye başladı.
Mesela onun yanında tam da
kendimi mutlu hissettiğim anda ya da bir sohbetin, en sevdiğim dizinin en
heyecanlı yerinde ağzıma bir lokma sokuşturuveriyor. Yahu ben bilinçsizce
ağzını açacak kadar saf mıyım, ne yediğimi hiç bilmez miyim?
Başka bir zaman, artık kaç yaşıma
gelmişim kendim yiyebilecekken; kendi
ellerimle seni beslemek istiyorum der … Ben de gönülsüz de olsa kabul ederim ama
ağzıma öyle kocaman bir lokma sokmaya çalışır ki çoğu zaman boğuluyorum
zannediyorum. Tekrar ağzımı açmamaya çalışıp yemek yemeyi bırakıyorum… O da
huyu gereği ısrar edip duruyor.
Israrcı teyzemin lezzetiyle
efsane pembe kurabiyelerine bayılırım ama daha doğrusu bayılırdım. Ayy geçen ne oldu biliyor musunuz? Tatlı ve ağızda dağılan pembiş kurabiyelerini
geçen de yapmıştı, hemen bir tanesini ağzıma atıverdim. Allah’ım o da neee!
Yediğim yine pembe ama tatlı kurabiye olmuş mantarlı poğaça… Yaşadığım hayal
kırıklığını, ona karşı sarsılan güvenimi anlatamam. Resmen kandırdı beni. Bundan sonra çok sevsem de artık onun
kurabiyelerinden yemeyeceğim hatta ‘ bundan sonra hiçbir ikramını yemesem mi?’
diye de düşünmüyor değilim. Neymiş efendim! Mantarı sevmiyormuşum… Teyze de
erik yemiyor ben ona bir şey diyor muyum?
Sevgili komşum, ısrarcı teyzem
hakkında çok fazla olumsuz konuştum değil mi? Gizliden sevdiğim bazı huyları da
var. Apartman gününde tüm komşular toplandığında; bana nasıl pasta börekler
yaptığını, neleri sevip sevmediğimi çoğu zaman şikayetle, bazen mutlulukla hep
anlatır. Bu kadar kişi arasında konuşuluyor olmak hoşuma gitmiyor da değil
hani. Az önce anlattığım kurabiye mevzusu o kadar çok konuşuldu ki ‘ İyi ki mantar
sevmiyorum’ dedim. ( Ssstt aman ısrarcı teyze duymasın. )
Sonlara geldik… Buraya kadar
okuduysanız. Eminim bazılarınız ‘ Ayy ne garip komşular varmış.’ Bazılarınız
‘Teyze de ne kadar çok karışıyor herkes neyi ne kadar yiyeceğini bilmez mi?
Herkesin bir alışkanlığı damak tadı vardır.’ diyecektir. Belki bazılarınız
‘ Benim öyle bir komşum olsa aramızdaki
ilişki hiç sağlam olmazdı.’ bile diyebilir.
O zamaannnn hadi hikayenin başına
dönelim… Teyzeyi ( komşuyu) bir anne; beni de o annenin çocuğu olarak yazıyı
tekrar okuyun... Okudunuz mu? Şimdi AMA ile başlayan; sizi ısrarınızda devam
ettiren o cümlenizi söylemeden önce; ilk okumanızda ısrarcı teyze hakkında ne
düşündüğünüzü hatırlayın… Çocuğunuzun da
sizin için ne düşünebileceğini fark edin…
Israrcı teyze… ayy pardon… ISRARCI ANNE olmayın… Sevgilerimle
Diyetisyen Zehra YILDIRIM