21 Nisan 2017 Cuma

                                                     İŞTAHSIZLIK KRİZİ 

      Bahar geldi diyetisyen anne, oldu gezmeci anne… 2 haftada dördüncü şehrimiz, tabiî ki bu dönemde oğlum da ben de en öksürüklüsünden en sümüklüsünden bi güzel hastalandık. Çevre değişikliği, hava değişikliği, yolculuk,  yemek düzeninin değişmesi, hastalık ve büyüme ataklarından biri bile iştahın azalmasında etkiliyken şuan Tarık’ da bu etmenlerin hepsi mevcut. Her annenin başına gelen iştahszılık krizinin tam ortasındayız ve kilo vermeye başladı. Önümde 3 seçenek var ;

  Seçenek 1: Zorla yedirebilirim.  Fiziksel olarak ondan daha güçlüyüm, oturturum önüme, alırım kaşığı elime, zorlayarak yedirebilirim.  Ya da elimde lokma her gülmesinde, konuşmak için ağzını açtığında ya da başka bir şeye odaklandığında ağzına yemeği sokuşturmaya çalışabilirim.

Muhtemel sonuç: Muhtemelen bu kriz anında kilo kaybetmeyecektir ama daha kalıcı yeme davranış bozukluğuna sebep olabilirim. Çocuğum yemek yemeyi ve kötü hissi ( küçük düşme, fizksel zorbalık, vücuda müdahale vb.) eşleştirmesine sebep olup yemeyi tamamen rededebilir.

 Seçenek 2: Zayıflamasın diye tüm yasakları kaldırabilirim. Tarık 1 yaşına kadar pekmez haricinde hiç tatlı yemedi. Şuanda ( 22 aylık) da mümkün olduğunca paketli gıdalardan, fast food yiyeceklerden, abur cuburdan uzak besleniyor birçoğunun tadını bilmiyor. Hiç yememesinden daha iyidir deyip eline bir çikolata tutuşturabilirim.

Muhtemel sonuç: muhtemelen bu kriz anında zayıflamayacak hatta sonrasında kilolu bir çocuk da olacaktır.  Bu vakte kadar sağlıklı yeme davranışı kazandırmaya çalıştığım çocuğuma, önermediğim yiyecekleri kendi elimle verdiğimde kafası karışacaktır. Hazır gıdaların birçoğunda bulunan bağımlılık yapan katkı maddelerine maruz kaldıktan sonra iştahı yerine gelse dahi o paketli besinleri yine isteyecek ve bu sefer abur cubur krizi başlayacaktır.

 Seçenek 3: sabırla sessizliğimi koruyabilirim: Onun yemek kaprislerini, açlıktan kaynaklı hırçınlıklarını, gözümün önünde hafiflemesini her zaman severek yediği çorbalara iğrençmiş gibi davranmalarına sessiz kalabilirim. (çok zor ! ) kesin yer diye yaptığım yemekleri ağzına bile almamasından kaynaklı hayal kırıklığı yaşarken,  peki oğlum deyip önündeki tabağı sakince kaldırabilirim. Tek besin ağırlıklı beslenme isteğine ( şuan karpuzla sürekli hasret gideriyor) boyun eğebilirim. 

Muhtemel sonuç:  Bu kriz 10 gün sürer ve muhtemelen kilo verecektir.  Dengeli beslensin aman proteinini omega 3 ünü alsın diye üzerine titrediğiniz evladınız yaklaşık bir hafta yetersiz beslenecektir. Gram gram ne emeklerle geldiğiniz bu kilosunda bir anda azalma olacaktır.  Çevreden ayy çoçuk iyice erimiş gibi laflar da duyabilirsiniz. ( diğer seçeneklerde kilo kaybetmediği için yaşanılan kriz çevre tarafından pek fark edilmez)
Elbet bal yiyen bir gün baldan usanacaktır. Tepki verilmedikçe aşık olduğu besinden en fazla 10 gün sonra ayrılacak. Daha makul miktarda yemeye başlayacaktır.  İştahı yavaş yavaş yerine gelecek,  iğrenç bulduğu çorbayı önceden ciddi tepkiler gösterme gereği duymadığı için hiçbir şey olmamış gibi yeniden, severek tüketmeye başlayacaktır.  İştahszılık krizi sonrasında da çocuk için doğrular ve yanlışlar değişmeyecek, kalıcı hatalara sürüklenmeyecektir.


Ben 3. Seçeneği seçtim. Şuan sabırla sukunet ile ana oğul iştahsızlık krizinin geçmesini bekliyoruz. Hadi bana kolay gelsin… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder