25 Kasım 2016 Cuma



  İŞTAHSIZ (!) ÇOCUK YÖNETİMİ - 1 

Merhaba, size bir komşumdan bahsedeyim… Komşumun adı ısrarcı teyze olsun ..Israrcı teyzeyi çok seviyorum sürekli görüşür beraber vakit geçiririz ama komşumun bazı garip huyları var. Adı üstünde ısrarcı işte… Benden yaşça çok büyük deneyimleri benden çok daha fazla bu konuda hiç itirazım yok ama ısrarlarına bazen boyun eğiyor bazen de umursamıyorum…  Fakat galiba bu ısrarları beni olumsuz etkilemeye başladı.

Mesela onun yanında tam da kendimi mutlu hissettiğim anda ya da bir sohbetin, en sevdiğim dizinin en heyecanlı yerinde ağzıma bir lokma sokuşturuveriyor. Yahu ben bilinçsizce ağzını açacak kadar saf mıyım, ne yediğimi hiç bilmez miyim?

Başka bir zaman, artık kaç yaşıma gelmişim  kendim yiyebilecekken; kendi ellerimle seni beslemek istiyorum der … Ben de gönülsüz de olsa kabul ederim ama ağzıma öyle kocaman bir lokma sokmaya çalışır ki çoğu zaman boğuluyorum zannediyorum. Tekrar ağzımı açmamaya çalışıp yemek yemeyi bırakıyorum… O da huyu gereği ısrar edip duruyor.

Israrcı teyzemin lezzetiyle efsane pembe kurabiyelerine bayılırım ama daha doğrusu bayılırdım.  Ayy geçen ne oldu biliyor musunuz?  Tatlı ve ağızda dağılan pembiş kurabiyelerini geçen de yapmıştı, hemen bir tanesini ağzıma atıverdim. Allah’ım o da neee! Yediğim yine pembe ama tatlı kurabiye olmuş mantarlı poğaça… Yaşadığım hayal kırıklığını, ona karşı sarsılan güvenimi anlatamam. Resmen kandırdı beni.  Bundan sonra çok sevsem de artık onun kurabiyelerinden yemeyeceğim hatta ‘ bundan sonra hiçbir ikramını yemesem mi?’ diye de düşünmüyor değilim. Neymiş efendim! Mantarı sevmiyormuşum… Teyze de erik yemiyor ben ona bir şey diyor muyum?
Sevgili komşum, ısrarcı teyzem hakkında çok fazla olumsuz konuştum değil mi? Gizliden sevdiğim bazı huyları da var. Apartman gününde tüm komşular toplandığında; bana nasıl pasta börekler yaptığını, neleri sevip sevmediğimi çoğu zaman şikayetle, bazen mutlulukla hep anlatır. Bu kadar kişi arasında konuşuluyor olmak hoşuma gitmiyor da değil hani. Az önce anlattığım kurabiye mevzusu o kadar çok konuşuldu ki ‘ İyi ki mantar sevmiyorum’ dedim. ( Ssstt aman ısrarcı teyze duymasın. )

Sonlara geldik… Buraya kadar okuduysanız. Eminim bazılarınız ‘ Ayy ne garip komşular varmış.’ Bazılarınız ‘Teyze de ne kadar çok karışıyor herkes neyi ne kadar yiyeceğini bilmez mi? Herkesin bir alışkanlığı damak tadı vardır.’ diyecektir. Belki bazılarınız ‘  Benim öyle bir komşum olsa aramızdaki ilişki hiç sağlam olmazdı.’ bile diyebilir.

O zamaannnn hadi hikayenin başına dönelim… Teyzeyi ( komşuyu) bir anne; beni de o annenin çocuğu olarak yazıyı tekrar okuyun... Okudunuz mu? Şimdi AMA ile başlayan; sizi ısrarınızda devam ettiren o cümlenizi söylemeden önce; ilk okumanızda ısrarcı teyze hakkında ne düşündüğünüzü hatırlayın…  Çocuğunuzun da sizin için ne düşünebileceğini fark edin…

Israrcı teyze… ayy pardon…  ISRARCI ANNE olmayın… Sevgilerimle 

                                                                                              
                                                                     Diyetisyen Zehra YILDIRIM